İklim Değişikliği

Her gün sadece 25 litre su ile yaşamak zorunda olduğunuzu düşünün. Su krizi, dünyanın en büyük metropollerini tehdit ediyor. 25 Litre belgeseli; geleceğin İstanbul’unda olası bir susuzluğu ele alırken, günümüzde bu karanlık tabloyu değiştirmenin yollarını Gökhan Özoğuz rehberliğinde arıyor.

İklim uzmanları her 1°C'lik artışın gezegenimiz üzerinde nasıl bir etki bırakabileceğini ortaya çıkarıyor.Her sene artan sera gazı miktarına bağlı olarak bilim adamları ortalama küresel sıcaklığın önümüzdeki yüzyılda yaklaşık 6 derece artacağı ve bunun da dünyamızda köklü değişikliklere yol açacağı konusunda uyarıyor. İngiliz yazar Mark Lynas ve iklim uzmanlarının birlikte çalıştığı bu belgeselde her bir 1°C'lik artışın dünya üzerinde bırakacağı olası etkiler değerlendiriliyor.Sera gazı emisyonları bir gecede dursa bile, atmosferde küresel sıcaklığı 0,5 ila 1°C arasında değiştirecek kadar sera gazı konsantrasyonu bulunuyor. Peki küresel sıcaklıklar bir derece daha artarsa ne olur? Six Degrees kitabının yazarı Mark Lynas'a göre değişiklikler kademeli bir şekilde yaşanmayacak. Grönland'da bulunan buzullar ve alçakta bulunan bazı adalar kaybolmaya başlayacak. Ortalama sıcaklıklar 3°C daha artarsa, Kutuplarda bütün bir yaz hiç buz olmayacak, Amazon yağmur ormanları kurumaya başlayacak ve ekstrem hava koşulları artık normal kabul edilmeye başlanacak. 4°C'lik bir artış olması durumunda okyanusların su seviyesinde ciddi yükselmeler yaşanacak. Küresel sıcaklıkların tek bir derece daha artması halinde ise iklim değişikliklerinin alacakaranlık kuşağı başlayacak. Bir zamanlar ılıman bir iklime sahip olan alanlarda yaşamak artık mümkün olmayacak ve insanlar geride kalan kaynaklar için birbirleriyle mücadele etmeye başlayacak. 6 derecelik artış ise kıyamet günü olarak ifade ediliyor ki bu durumda okyanuslar atık alanları haline gelecek, çöller genişleyecek ve afetler artacak.Bu tehdite bir dur demezsek, küresel ısınmayı durdurmamızın imkansız olduğu noktaya ne zaman geleceğiz?

Bill Nye gittikçe kötüleşiyor. Terapist anlayışlı bir şekilde dinliyor ve teşhisi koyuyor: Bill büyük üzüntü yaşıyor- iklim değişikliği üzüntüsünü. Böylece iklim değişikliğinin üzüntüsünün beş adımı üzerinden giderek – reddetmekten kabul etmeye – yol boyunca nelerin yok olduğunu keşfedecek.

Bir Su Hikayesi, tüm dünyayı tehdit eden su krizine karşı İstanbul, Londra ve Cape Town gibi dünyanın üç büyük şehrindeki çevre aktivistleri ve uzmanlar aracılığıyla geliştirilen çözümleri değerlendiriyor. Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek bizi bekleyen su krizini bu şehirler aracılığıyla incelerken, belgeseldeki baba-kızın hikayesi de bugün bizim yaptıklarımızın sonraki yıllarda gelecek kuşakları nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.

Umut Denizi'nde ünlü National Geographic Fotoğrafçısı Brian Skerry, yazar Max Kennedy ve genç balıkadam ekibinin Başkan Obama’ya önemli yaşam alanlarını korumak için yapılacak ‘Blue Parks’ projesi için gerekli ilhamı sağlamak için Amerikan vahşi doğasında atıldıkları bir yıllık maceralarını izliyoruz.

Dünyanın en büyük yıldızlarından biri, gezegenin en büyük tehlikelerinden biri için harekete geçiyor. DiCaprio iki yıl boyunca gezegenimizi karış karış gezerek iklim değişikliği sorunlarını araştırdı.

Gezegenimiz kurudukça suya erişim sadece güçlü bir yaşam çizgisi değil, aynı zamanda tehlikeli bir savaş silahı haline geldi. Su ile ilgili karşıtlıklar için dünyanın en savunmasız sıcak noktalarına dikkat kesiliyoruz ve bu durum su savaşlarının zaten üzerimizde olduğunu gösteriyor.

Flint'teki su krizinin araştırılması, köklerini, devletin temiz, uygun fiyatlı su sağlama konusunda başarısız olduğu ve şu soruyu gündeme getirdiği zaman, bazı vatandaşların nihai fiyatı nasıl ödediğini ortaya çıkaran Detroit'teki köklerini bulur: Su bir insan hakkı mıdır?

Tatlı su kaynaklarımızı kirleten şirketleri ve bunu saklı tutmak için neler yapabileceklerini ortaya çıkarıyoruz. Ayrıca, su yollarımızı kirliliğe karşı korumak için düzenlemelerin neden yapılmadığına ışık tutuyoruz.

Kaliforniya ABD'nin en zengin eyaletlerinden biri, ancak güç çoğu zaman en değerli kaynağı olan su üzerinden kontrolsüzce akıyor. Eyaletteki su savaşlarının tarihine daha yakından bakıyoruz.

'Paris'ten Pittsburgh'a'', iklim değişikliğinin en şiddetli tehditleriyle mücadele eden bireylerin hırslı gayretlerini canlandırıyor.

Dünyanın en ikonik şehirlerinden biri olan Venedik'in küresel ısınma ve iklim değişikliği sebebiyle karşılaştığı deniz akıntıları gezegenimizi etkileyecek bir çevresel krizin ilk sinyalleri mi? Uzmanlar en ileri teknolojileri kullanarak ne tür hatalar yaptığımızı ve bu sembolik şehri kurtarmak için neler yapabileceğimizin çözümlerini arıyor.

Bir Su Hikayesi, tüm dünyayı tehdit eden su krizine karşı İstanbul, Londra ve Cape Town gibi dünyanın üç büyük şehrindeki çevre aktivistleri ve uzmanlar aracılığıyla geliştirilen çözümleri değerlendiriyor. Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek bizi bekleyen su krizini bu şehirler aracılığıyla incelerken, belgeseldeki baba-kızın hikayesi de bugün bizim yaptıklarımızın sonraki yıllarda gelecek kuşakları nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.