SİNEMA YERLİ 2 Yayın Akışı

İstanbul'un sahil ilçesi Şile'de küçük bir kız kimliği belirsiz kişilerce kaçırılır. Olaylardan habersiz, kendi halinde yaşayan 5 üniversiteli genç, bir anda bu kızla ilgili garip olaylar yaşamaya başlarlar. Aniden beliren, telepatik görüntüler, belirsiz fısıltılar, lanetli olaylar çevrelerini sarar. Kızla ve ailesiyle hiçbir ilgileri yokken neden bu görüntülerle karşılaştıklarını çözemezler. Kendi kendilerine bir çıkış yolu ararken, gizemli kaçırılmanın ardındaki sırlar onları cinler alemine doğru sürükler. Ölüm ve hatta ondan daha korkunç olan acılar şimdi çok daha yakındır...

Abdi, genç bir avukattır. Karısı Melike ise beş yıl önce bir uçak kazasında kaybolmuştur. Artık umudunu iyice yitiren Abdi, hayatına yeni bir yön vermek ister. Azra adında bir kadınla evlenmek için hazırlıklara başlayan Abdi, nikah günü büyük bir sürprizle karşı karşıya kalır. Öldüğünü sandığı karısı Melike, hayattadır.

Gerçek aşka olan inançlarını kaybetmiş iki genç, Olcay ve Sinan... Olcay (Açelya Devrim Yılhan) sevgilisi Hakan'ın (Kenan Ece) kendisini aldattığını öğrenir; Sinan (Mert Fırat) ise ani bir kararla nişanlısı Ebru'dan (Tuba Ünsal) ayrılır. İki yaralı kalp tanıştıktan sonra hiç planlamadıkları biçimde birbirlerinden etkilenir ve duygusal bir ilişkiye girerler. Fakat Sinan'ın eski nişanlısı Ebru'nun, genç adamdan vazgeçmeye niyeti yoktur. Olcay ve Sinan'ın arasındaki taze ilişkiye bir süre sonra eski beraberliklerinin gölgesi düşecektir. Olcay'ın bazı tuhaf davranışları da aralarındaki duyguların sorgulanmasına neden olacaktır...

Ayşe oyuncu olmak isteyen fakir bir kızdır. Annesi Makbule ile bir plan yapıp televizyoncu Uğur Dündar'ı kaçırmaya karar verir. Amaçları Uğur'un Ayşe'yi bir filmde oynatmasıdır. Bu nedenle Ayşe ile uygunsuz fotoğraflarını çekerek Uğur'u tehdit ederler. Makbule'nin çektiği filmleri yıkayan fotoğrafçı Uğur'u tanıyınca polisler onu bulur. Uğur da Ayşe'yi oyuncu yapmaya çalışır. Ancak zaman geçtikçe Ayşe bu işte yeteneği olmadığını anlamaya başlar.

Berlin'de yaşayan Esra, beş kardeşin en küçüğüdür. Kendisine dayatılan kuralları kabul etmeyen Esra, bir şeylerin eksik veya yanlış olduğu hissinden kurtulamamaktadır. En büyük isteği ise çocukluğundan beri rüyalarında gördüğü gizemli adamı bulabilmektir.

II. Dünya Savaşı döneminde, modernleşmekte olan madenci kenti Zonguldak'ta yaşayan iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, bir yandan memuriyet hayatlarını sürdürürken diğer yandan sanat, edebiyat ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Belediye Başkanı'nın henüz lise öğrencisi olan kızı Suzan ise Zonguldak'a geri gelmiştir ve çevre baskısına rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, bu iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir.

Oregon, tek bir gün içinde yaşanan olayları konu ediyor. Hayatlarını Bodrum'da geçiren Gaye ve Hakan, yakın arkadaşlarına bir müzik kaseti teslim etmek için İstanbul'a gider. Ancak İstanbul'a gitmeleriyle kendilerini beklenmedik olayların içinde bulurlar. Başlarına gelen olayların ardından Gaye ve Hakan'ın kaseti arkadaşlarına teslim etmesi pek de kolay olmaz.

Hakan ve Ozan kardeşlerin yakın arkadaşı Tato hayatını kaybeder. Hakan'ın iki gün sonra düğünü vardır ancak son görevlerini yerine getirmek için cenaze evine gitmek isterler. Hakan, Rize'nin en önde gelen çay tüccarlarından biri olan Muzaffer'in kızı Didem'le evlenecektir. Muzaffer, Hakan ünlü bir şarkıcı olduğu için bu evliliğe karşıdır. Hakan ve Ozan kardeşler, bir anda kendilerini Karadeniz'den Ege'ye oradan Orta Anadolu'ya kadar gerçekleşecek farklı olaylarla dolu bir yolculuğun içinde bulurlar.

Birbirinden farklı dört çiftin yolu aynı partide kesişir. Beyaz yakalı modern çiftlerin yaşadığı problemleri ve şehirli kadın-erkek ilişkilerini irdeleyen filmde, ilişkilerin geçtikleri tüm aşamalar komik bir dille anlatılıyor.

Başlarına gelen onca talihsiz olayın ardından Çeto ve Sülo çareyi Kıbrıs'a gitmekte bulur. Arkadaşları Nasip sayesinde Kıbrıs'ta bir otelde çalışma başlayan ikili hayata adeta yeniden başlamıştır.

Zamanında oldukça popüler olan pop şarkıcısı alzheimer olunca büyüdüğü eve geri dönmeye karar verir. Şöhretin basamaklarını tek tek nasıl tırmandığını hatırlarken, yaşadığı kötü hayattan onu sorumlu tutan ablasıyla yüzleşecektir.